25 Eylül 2016

Hayaller


Geçen gün  facebookta paylaşmıştım. "Hayallerinin peşinden koşmak mı! Yürüsek olmuyor mu ?"

Sonradan düşündüm de harbiden yaa neden hayallerimizin peşinden koşmamız gerekiyor ki ? Hayırdır bir yerlere mi kaçıyorlar. Yada hayallerimizi alıp kaçanlar mı var? Yada ne bileyim bu hayaller eriyip biten, buhar olup uçan bişey midir ki koşuyoruz peşinden. Ne gerek var kardeşim. Sakin sakin, emin adımlarla, haddimizi bilerek, vakitlice o hayallerimize ulaşsak olmaz mı? Hani şartların olgunlaşması gerekmez mi o ulaştığımız şeyin hayallerimizdeki gibi olması için. O hayale erken varırsak, vardığımız hayal için prematüre kalmaz mıyız ? Vardığımızda o hayal için hazır değilsek, mental, ruhsal, bedensel olarak hazır değilsek? Mutlu olacak mıyız? Hani diyorlar ya "Mutluluk varılacak bir yer değil, yolculuğun kendisidir". Belki de bize mutluluk verecek olan şey de tam olarak budur. O hayale ulaşırken harcayacağımız zaman, göstereceğimiz efor, vereceğimiz emektir. O sebepledir ki itirazım var koşmaya. Koşmayın arkadaşlar. Attığınız her adımı bilerek, hesaplayarak, ölçüp biçerek atın. Ama adım atın. O hayale doğru emin adımlarla gidin. Attığınız her adımını keyfini çıkarın, ve bilin ki en uzun yolculuklar tek bir adımla başlar. Varsa bir hayaliniz, bir adım atın...

Hiçmiş Olsun


Biraz düşününce başlık aslında kendini anlatıyor ama yine de anlatılan fıkrayı anlamamış olanlara tane tane fıkra anlatır gibi bu ifade ile ne demek istediğimi anlatacağım.

Önce işin aslına dönelim. Yani 'geçmiş olsun'a. Başımızdan bir kaza vs geçtiğinde, yada kötü bir tecrübe yaşadığımızda çevremizdekiler tarafından dile getirilen bir iyi niyet sözüdür 'geçmiş olsun'. Geçen gün facebook bana yine anılarımı hatırlatırken rast geldim bu terime. 4 sene kadar evvel yazmışım facebook duvarıma. Hiçmiş olsun.

Kaza ve kötü tecrübe demiştim ya işte onun kalp ile ilgili olanından yaşadıysanız söylenmesi gereken söz işte bu. Herhangi bir gönül ilişkisinden çıkmış, ayrılmış yada terkedilmişseniz, kaldığınız yerden devam etmek için onu unutmaya, anıları silmeye çalışırsınız ancak bu telefondan numarasını, facebookta beraber paylaştığınız resimleri silmekle, size aldığı hediyeleri çöpe atmakla olacak bir şey değildir elbet. Gezdiğiniz sokakları, gittiğiniz kafeleri de kentsel dönüşüm ile yıkmıyorlarsa, şarkılarda da hep söylendiği üzere size herşey onu hatırlatacaktır.

Bu arada farklı bir tespitimi de belirtmeden geçemeyeceğim. Platonik olarak başlayan, sonrasında gerçek bir ilişkiye dönüşen ve yine ardından bir ayrılıkla sonlanan illişkilerde, taraflardan birisi diğerini hala unutamamışsa döngü başa döner ve Platonik olarak devamını sürdürür.

Velhasıl kelam, ayrılıklarda söz konusu ilişkinin hiç yaşanmamış olması dileğimizi muhatap olduğumuz tarafa iletirken kullanmamız gereken söz "Hiçmiş olsun"dur. Hiçmiş olsun ki hiç yaşanmamış olsun.

Madem gitti, madem bitti, Hiçmiş Olsun.

Kadıköy
25/09/2016

8 Eylül 2016

Dememeler



Artık yazacağım. aklımın bir köşesinde yer edenleri..

Mesela bu akşam eve dönerken sokakta bir çift gördüm, erkek elinde peçete ile dondurma yerken burnuna dondurma bulaşmış kız arkadaşının burnundaki dondurmayı siliyordu. Her ikisi de bu anı keyifle yaşıyordu. Anın keyfini çıkarıyorlardı. hoşlarına gitmiş onlara komik gelmiş olacaktı ki tabiri caizse kikir kikir gülüyorlardı. onların bu keyifli anlarına şahit olmak beni de gülümsetti. tekrar idrak ettim ki; sevmek güzel şey arkadaş.

Zafer bayramı öncesinde hafta sonunu bursada geçirmek için İdodan bilet aldım. Kadıköyde oturmam sebebiyle Kadıköy İskelesinden binecek şekilde biletimi almıştım. Cuma akşamı iş çıkışı her zaman olduğu gibi 18:20de eve geçecek, Çantamı hazırlayıp 19:50 de Kadıköy iskelesinden kalkacak deniz otobüsüne binecektim. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Mesai sonrası servise binim evin yolunu tuttuğumda kötü bir sürpriz ile karşılaştım. Cep telefonuma gelen sms aşırı lodos vs nedeniyle benim bineceğim ve diğer bir kaç seferin iptal edildiğini söylüyordu. Hemen aklıma Budodan bilet almak geldi. Zaten bir haftasonum vardı, ne kadar erken çıkarsam yola o kadar daha çok vakit geçirebilecektim Bursada. Budonun iki seferi vardı o saatten sonra. 19:30 ve 21:30 du sanırım. 19:30 tamamen doluydu. ben de 21:30 a bilet alırım diye düşündüm Cep telefonundan bilet alırken sorun yaşadığımdan eve gittiğimde alırım diye düşündüm. Eve vardığımda ilk işim bilgisayarı açıp bilet bakmak oldu. Bir de ne göreyim. bu sefer de 21:30 doluydu ve 19:30 seferinde 1 kişilik boş ver yardı. Hemen o bileti aldım. Ancak atladığım bir konu vardı. Saat 18:30'du ben Acıbademdeydim, deniz otobüsü 19:30 da Kabataştan kalkacaktı. yani evdem çıkıp deniz otobüsünü yakalamak için tam bir saatim vardı. hızlı bir şekilde Kadıköy iskelesine indim. vapur ile karşıya geçecektim ki, Kabataştaki inşaat çalışmaları nedeniyle Kadıköyden Kabataşa vapur olmadığını üzülerek tekrar hatırlamış oldum. İskeleye indiğimde saat 18:50 falandı ve İlk vapur 19:00 da Eminönüne idi. Bi çare bindim ancak yaptığım hesaplara göre Deniz otobüsüne yetişmem pek de mümkün görünmüyordu. Karşıya 20 dakikada geçsek, eminönünden tramwaya binsem en iyi ihtimalle 19:30 da kabataşta oluyordum ki o  saatte deniz otobüsü kalkmış olacaktı. hesaplarım yine tutmadı, 19:27 de daha eminönündeydim ve 30 saniye bir önceki tramwayı kaçırmıştım. Artık işimiz Allah'a kalmıştı. tüm bu koşturmacada kardeşim Samet ile yazışıyorduk. Neredeyim ne yaptım yetiştim mi vs. Eminönünde bir sonraki tramwayı beklerken samete deniz otobüsünü kaçırdığımı yazmıştım. Artık 21:30 da gelirim, 24'e doğru ancak Görüklede olurum falan. Kabataşta tramwaydan indim Budo iskelesine doğru yürümeye başladım. Her ne kadar websitelerinde bilet kalmamış dahi olsa son dakika iptali falan olursa, gitmişken onu alıp belki taksime geçip karnımı doyuracaktım. Budo İskelesinin kapıları kapalıydı. doğaldı çünkü deniz otobüsü kalkalı 5 dakika falan olmuştu. Ana dışarda bekleyenleri ve elinde telefonla karşısındakine neden geciktiğini soran ve fırça atan adamı görünce bir an gözlerim parladı. Görevliye sordum, Idonun iptal olmasına neden hava şartları Budonun da bursadan istanbula gelmesini geciktirmişti. En kötü ihtimalle sabaha karşı otobüsle bursaya gitmeyi planlayan ben ilk başta planladığım saatlerde - ki budonun gelişi yine 19:45-50 yi buldu - farklı bir iskeleden deniz otobüsüne binmiş oldum. Velhasıl kelam, bu kıssadan hisseden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

* Herşey olacağına varır.
* Sabrın sonu selamettir.
* Çıkmadık candan umut kesilmez.